ÜNİTE 1:
Organik Madde: Fotosentez sonucunda oluşan şeker molekülündeki karbon, oksijen ve hidrojenden ibaret, inorganik olmayan maddelerdir.Fotosentez: Klorofil içeren bitki hücrelerinin, toprak ve yapraktan suda erimiş olarak aldıkları besin maddeleriyle havadan yaprakları vasıtasıyla aldıkları karbondioksidi, ışık enerjisi ile ilk glikoz (şeker) molekülünü üretmesi olayıdır.
Glikoz: Fotosentez sonucu üretilen ilk şeker molekülüdür.
Mineral Madde: Bitkilerin kökleriyle suda erimiş halde anyon ve katyon olarak aldıkları organik olmayan elementtir.
Tek Yıllık Bitki: Bir yılda olgunlaşan ve tohum bağlayan, kısa ömürlü bitkidir.
Otsu Bitki: Olgunlaştığı zaman yapısında lignin teşekkül etmeyen, daha ziyade selüloz oluşan bitkidir.
Çok Yıllık Bitki: Yaşamlarını iki yıldan daha fazla sürdüren bitkilerdir.
Odunsu Bitki: Olgunlaştığı zaman yapısında lignin teşekkül eden ve sertleşen, dik duran bitkidir.
-fazla yetiştirilen bitki grubu tahıllardır. İkinci fazla yetiştirilen grup Endüstri bitkileri ve üçüncü grup ise yem bitkileridir. Endüstri bitkileri içinde milli ekonomiye katkıları çok yüksek olan önemli kültür bitkileri bulunmaktadır. Bunlar, sanayinin ihtiyaç duyduğu hammaddeleri karşılarlar. Endüstri bitkilerinden pamuk, tütün, şeker pancarı, haşhaş gibi bitkilerin ürünleri gerek hammadde gerekse mamul madde şeklinde dünya pazarlarına ihraç edilerek Türkiye'ye döviz kazandırılmasında büyük bir katma değer yaratmaktadırlar. Özellikle pamukçuluk Güney Doğu Anadolu projesi (GAP)'nin devreye kısmen girmesiyle sulamaya açılan tarım arazilerinin artışına paralel olarak GAP bölgesinde büyük bir gelişme göstermiş, bu bölge önceleri pamuk ekiliş ve üretim potansiyeli bakımından 3.sırayı alırken, bugün ilk sıraya yerleşmiştir.
-Alkaloid: Bitkilerin bünyesinde teşekkül eden uyarıcı ve çoğu kez ilâç olarak kullanılan zehirli maddelerdir.
Kütlü: Pamuk bitkisinde lif ve tohumlardan (çiğit) teşekkül eden meyvedir.
Yabancı Ot: Tarımı yapılan herhangi bir kültür bitkisi çeşidinin (genotip) içinde, o çeşitten başka bulunan her türlü bitkidir.
-Endüstri bitkileri tarım kültürü ve verimi yüksek bitkilerdir. Birim alandan yüksek verim ve yüksek kazanç sağlarlar. Patatesin dekara verimi 3-4, şeker pancarının verimi 5 ton, pamuğun verimi 400 kg kütlüdür.
Endüstri bitkileri toprak kültürünü ve verimliğini artıran bitkilerdir. Endüstri bitkilerinin büyük çoğunluğu çapalanır, boğazı doldurulur, yabancı otmücadelesi fiziki olarak yapıldığı için toprak havalandırılmış olur. Soya ve yerfıstığı gibi baklagiller toprakta, bitki köklerinde nodozite yaparak bakteriler yardımıyla havanın serbest azotunu toprağa tespit (fikse) ederler.
-Nadas: Yıllık ortalama yağışı yeterli olmayan yerlerde birinci derecede toprakta su biriktirmek için arazinin işlenerek bir yıl boş bırakılması olayıdır.
-Tarla tarımına ayrılan alan yüz kabul edildiğinde tahıl tarımı % 71.00 ve 14.069 bin ha, yemeklik dane baklagiller % 8.0 ve 1.524 bin ha, endüstri bitkileri % 11.0 ve 2.130 bin ha ve yem bitkileri ise % 10.0 ve 1.798 ha'dır.
Endüstri bitkileri sınıflandırıldığı takdirde dört grup altında toplamak mümkündür. Bunlar; lif ve kauçuk bitkileri; bu bitkilerin değişik organlarından (tohum, sap, yaprak, meyve vb.) tek ve çok hücrelerden ibaret lifler elde edilmektedir. Lif alımı için çeşitli tekniklere başvurulmaktadır. Bunlar; pamuk, keten, kenevir, jüt, rami hibiskus, sisal, güneş keneviri, lif kabağı, guayül ve kök sakızı gibi bitkilerdir. Nişasta ve şeker bitkileri; bu bitkilerin yumru, kökgövdesi ve şişkinleşmiş ana kökleri ile saplarından nişasta ve şeker elde edilmektedir. Bunlar; patates, yerelması, batat, kassava ve yams; şeker pancarı, şeker kamışı, hurma, akcaağaç, şeker darısı gibi bitkilerdir. Tütün ilâç ve baharat bitkileri; tütün, haşhaş, datura, atropa, yüksük vb; şerbetciotu, anason, kimyon, kişniş, dereotu, maydanoz, defne, kekik, çemen, nane, soğan, sarımsak, biber ve benzeri gibi bitkilerdir. Yağ bitkileri; ayçiçeği, susam, yerfıstığı, soya, haşhaş, kolza, aspir, hardal, yağşalgamı, hintyağı, ızgın, ketencik, pelemir gibi bitkilerdir.
-Endüstri bitkileri haşhaş ve kolza gibi bir kaçı hariç hemen hepsi yazlık (bitki) olarak ekilen ve yetiştirilen bitkilerdir.
-Yazlık Bitki: Türkiye koşullarında genellikle ilkbaharda ekilen ve düşük sıcaklık derecelerinde kışı geçiremeyen bitkilerdir. Kışlık Bitki: Türkiye koşullarında genellikle sonbaharda ekilen ve düşük sıcaklık ( -30, -35 C°) derecelerinde kışı geçirebilen bitkilerdir.
Turgor: Bitkilerde, hücreler ve hücre arası boşluklarda, doku ve organlarda yeterli suyun bulunması ve bu suyun basıncı ile bitkilerin dik durması halidir.
Tozlama ve Döllenme:
Çiçekli bitkilerin çiçek açması, çiçek tozları ile dişi organın buluşması ve zigotun teşekkül etmesidir.
Habitus: Bitkilerin gösterdiği şekil ve yapıdır.
-Bitkiler için en uygun rüzgâr hızı 3-5 m/s (10.8-18.0 km/sa)'dir. Bu hız ancak bitkilerin yapraklarını oynatır, bitkilerde her hangi bir mekanik zarar ortaya çıkarmaz. Kısacası, 3-5 m/s hızında olan rüzgâr bitkilerde solunum ve transpirasyonun normal seyretmesini, otsu bitkilerin dik durması için turgor basıncına sahip olmasını, bitkinin etrafındaki CO2 oranı düşük havanın, CO2 oranı yüksek hava ile yer değiştirmesini sağlayarak fotosentezin artmasına etkide bulunur. Aynı zamanda, yabancı tozlanan (allogam) bitkilerde, tozlanma ve döllenmeye yardımcı olur. Rüzgâr hızı arttıkça bitkiler üzerinde mekanik olarak zararlı etkide bulunur.
Rüzgârlı yerlerde yetişen tek ve çok yıllık bitkilerin toprak yüzeyinde daha küçük habituslu olarak kalmaları ve yine ağaçların 50- 100 yıl gibi uzun yıllar sonra bile çalımsı bir durumda kalmalarına sebep olur.
-Endüstri bitkilerinin hemen tamamı kazık köklü olup toprağın derinliklerine doğru inerken etrafa yayılırlar.Kazık Kök: Toprağın derinliklerine doğru gelişen bir ana kök ve bu kökten birinci, ikinci derece meydana gelen kök sistemidir.
-Endüstri bitkilerinin yetiştirileceği topraklar genellikle derin, allüviyal, süzek, drenajı iyi, su tutma kapasitesi de çok düşük olmayan topraklardır. Endüstri bit-kilerinin tamamı çapa bitkisi olduğu ve genellikle sulanarak yetiştirildiği için akarsu deltalarındaki (Çukurova, Amik ovası, Manisa, Gediz, Dalaman ovaları, Antalya, Aksu ve Manavgat ovaları, Meriç, Ergene ovaları, Bafra ve Çarşamba ovaları, Adapazarı ovası) Fırat ve Dicle nehirleri başta olmak üzere, yukarda isimleri sayılan ovaları sulayarak geçen yerlerdeki taşınmış topraklarda çok iyi yetişmektedirler. Böyle topraklar genellikle organik madde bakımından da en azından yeterli topraklardır. Endüstri bitkilerinin çoğu killi-tınlı ve kumlu-killi topraklarda iyi yetişirler,
Endüstri bitkileri yetiştiriciliği yapılan yerlerde sulu tarım uygulamaları söz konusu olacağı için, topografik yapının nisbeten düzgün olması, asla yüzey erozyonu olacak şekilde arazi meylinin fazla olmaması gerekir. Sulamanın yapılacağı yerlerde ideal meyil % 0.4'den fazla olmamalıdır. Arazinin meyli % 2' den yukarı olursa, yüzey sulama yöntemleri ile sulama yapılmamalıdır.
-Toprakların kimyasal yapıları ve tepkileri bakımından önemli bir değer olarak bilinen pH ne fazla asit ve ne de fazla kalevi olmalıdır. Endüstri bitkilerinin pek çoğunun iyi gelişip yetişebileceği toprakların pH' sı5.5 ile 7.5 arasında olmalıdır.
-Erozyon:Su ve rüzgâr gibi değişik etmenlerle verimli toprak üst tabakasının aşınıp, taşınmasıdır.
Çorak: Buharlaşmanın büyük ölçüde olduğu kurak bölgelerde bilinçsiz su kullanımı neticesinde bazı toprakların üzerinde tuz, potas ve sodyumun birikmesidir.
-Kalevi: pH derecesinin 8,5'ten yüksek olduğu, sodyum, potas ve tuz oranının yüksek olduğu durumdur.
-Toprak işleme tarımla beraber başlamıştır. Toprak işlemenin birçok amacı vardır. Bunlardan en önemli üç tanesi; yabancı ot mücadelesi, tohum yatağı hazırlaması, anız artıklarını toprağa karıştırmaktır.
-Toprağı çizerek değilde devirerek işleyen alet 1730 yılında İngiliz Lumis tarafından bulunmuştur.
-Taban Suyu: Yerçekimi ile toprakta sızan suyun geçirmez bir kil tabakasına veya ana kayaya rastladığında birikmesi halidir.
Flora: Belirli bir bölgede yetişen bitkilerin tümüdür.
Fauna: Belirli bir böl gede yetişen hayvanların tümüdür.
Anız: Tarlada yetiştirilen herhangi bir ürün yolunarak, biçilerek veya sökülerek kaldırıldıktan sonra geride kalan köklü bitki artıklarıdır.
-Karışık yapıdaki toprak; su tutma ve katyon değişim kapasitesi yüksek, erozyona karşı dayanıklı ve bitkiye iyi hizmet edecek özelliklere sahiptir.
Katyon Değişim Kapasitesi (KDK): Toprağın verimliliğini ve bereketliliğini gösteren bir ölçüdür.
-VegetasyonSüresi:Yetiştiriciliği yapılan herhangi bir kültür bitkisinin ekim veya dikiminden sonra olgunlaşıp, hasat ve harman yapıldığı zamana kadar geçen hayat süresidir.
-Bir tarım işletmesinde aynı arazi parçası (tarla) üzerinde birbirleri ile akraba olmayan ve önemli ölçüde özellikleri farklı olan bitkilerin belirli bir sıraya göre arka arkaya yetiştirilmesi-ne ekim nöbeti denilir.
-Toprağın verimliliği toprağın canlılığına, toprağın canlılığı da içerisinde bulundurduğu mikroorganizma sayısına, ağırlıkça miktarına ve aktivitesine bağlıdır. Mikroorganizmanın sayı, miktar ve aktivitesi de topraktaki organik madde miktarı ve organik madde içerisindeki azot miktarına bağlıdır. Endüstri bitkilerinin hemen hepsi organik maddesi yüksek, en azından yeterli (% 2) topraklarda daha iyi yetişirler,
İnorganik kaynaklı gübreler; ticari gübreler, kimyasal gübreler veya mineral gübreler adıyla da anılırlar. Bitkilerin topraktan fazla miktarda aldıkları Azot (N), Fosfor (P2O5), Potasyum (K2O), Kükürt (S), Kalsiyum (Ca), Magnezyum (Mg) gibi besin maddelerine makro besin maddeleri adı verilmektedir.
-Organik kaynaklı gübreler (ahır gübresi, yeşil gübreler, kompost) mutlaka bitkilerin ihtiyaç duydukları sırada ve alabilecekleri zamanda, genellikle ekimden önce tarlaya verilmelidir.
Ahır Gübresi: Özellikle kültürü yapılan, genellikle her türlü hayvan dışkısıdır.
Yeşil Gübre: Özellikle çok yapraklı ve otsu baklagillerin, fakat genellikle başka familyalardaki bol yapraklı, tek yıllık bitkilerin yetiştirilerek % 10 çiçeklenme devresine kadar geliştirildikten sonra, derin sürülerek toprağa karıştırılması ve böylece çürütülerek topraktaki organik madde oranının artırılması işlemidir.
Kompost: Her türlü organik artık ve atıkların usulüne uygun olarak fermantasyona tabii tutularak çürütülmesidir.
-İyi bir tohumluğun kullanılması ile kendine döllenen bitkilerde verim % 20-30 kadar artırılabilirken, yabancı döllenen bitkilerde heterosis veya heterobeltiyo-sisden yararlanılıyorsa verim birkaç kat artırılabilmektedir.
-Heterosis: Kendilenmiş hatların melezlenmesi ile meydana gelen F1 döllerinin ana ve babalarından daha fazla verimli olması, hibritlerin ortaya çıkışı, melez gücü derecesidir.
Heterobeltiosis: Hibrit (melez) bireylerin herhangi bir karekter (verim) bakımından en yüksek verimli anacı geçmesi derecesidir.
-Tav: İşlenecek topraklardaki bulunması gereken sıcaklık, nem ve hava derecelerinin yeterlilik halidir.
Tarla Çıkışı: Çimlendikten sonra toprağın derinliklerine doğru kökçük veren, toprak yüzüne de sağlıklı filizlerin ulaşması durumudur.
-Gübreleme dışındaki bakım işleri; can suyu verme, kaymak kırma, çapalama, boğaz dol-durma, seyreltme, tekleme, uç alma,koltuk alma, sulama, yabancı ot kontrolü ve fazla suyun direne edilmesi gibi işlemlerdir.
-Uç Alma: Tütün ve tohumluk pancar gibi bazı bitkilerde daha fazla verim almak için bitkinin ucunun, tepesinin belirli bir yükseklikten kesilmesi veya koparılması işlemidir.
Koltuk Alma: Başta tütün olmak üzere bazı bitkilerde gövdedeki yaprak koltuklarından çıkan dalların, ürünün veriminive kalitesini arttırmak için kesilmesi veya koparılması işlemidir.
-Organik Tarım: Tarımsal üretimin başlangıcından sonuna ve hatta tüketicinin sofrasına, kullanımına kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı, çevre ve doğaya dost, kanun, yönetmelik, yönerge ve kurallara göre imkan ölçüsünde kimyasal kullanılmadan yapılan üretim şeklidir.
-Belli olgunluğa gelmiş ürünlerin yolunması, toplanması veya biçilmesi işlemine hasat denir.
-Hasat edilen ürünlerde, belli bir kuruluğa kadar geldikten sonra ekonomik öneme sahip olan kısımlarının, ikinci derecede ekonomik öneme sahip olan kısımlarından ayrılması işlemine harman denir,
-Herhangi bir ürünün muhafazasında mevcut şartlara göre muhafaza edilmesi, ürünün çevreden en az seviyede zarar görmesini ve çevreye en az zarar vermesini sağlayan her türlü yapı ve malzemeye depo denir. Muhafaza edilecek ürünlerin, muhafaza süresince en az kayba uğramasını sağlayacak şekilde depoya yerleştirilmesi işlemine depolama adı verilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder