İDARE HUKUKU
1.ÜNİTE
İDARE KAVRAMI, İDARE HUKUKU VE İDARİ TEŞKİLATA HAKİM OLAN İLKELER
İDARE KAVRAMI
Belli bir amacın gerçekleştirilmesi için kurulan örgüt veya bu amaca ulaşmak için yürütülen planlı insan faaliyetine İdare denir.Nerede belli bir amacı gerçekleştirmek için insan faaliyeti varsa orda idare vardır.Kamu idaresi(devlet idaresi) ile özel idare(şirket, dernek, vakıf) arasındaki farklılıklar;
İDARE ORGANI
Devletin bir organıdır.İdare organının yasama, yürütme ve yargı organından ayrılması;
İdare organının yasama organından ayrılması:Yasama organı genel oyla seçilen 550 milletvekilinden oluşan bir organdır.
İdare organının yargı organının dan ayrılması:Yargı yetkisi Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.
İdare organının yürütme organından ayrılması:Anayasaya göre idare organı Merkezi idare ve Yerinden yönetim kuruluşları olarak ikiye ayrılmaktadır.Merkezi idarede Başkent teşkilatı ve Taşra teşkilatı olarak ikiye ayrılır.
Anayasaya göre idare organı yürütme organının içinde yer almaktadır. Anayasa yürütme organının 4 başlık altında düzenlemiştir.
İDARİ FONKSİYON
Geleneksel olarak devletin hukuki fonksiyonları yasama, yürütme ve yargı fonksiyonu olarak 3 e ayrılır.Yasama fonksiyonuyla kural koyar, yürütme fonksiyonu ile kuralları uygular, yargı fonksiyonu ile bireyler arasında ve bireyle kendisi arasında çıkan uyuşmazlıkları çözer.Fonksiyonları organik ve maddi kriterlere göre ayırabiliriz.Konumuzda organik kriterlere göre ayrılmayı göreceğiz.
RaymondCarré de Malbergin görüşüyle “organik kriter”e göre, devlet fonksiyonları, bu fonksiyonları ifa eden organave bu fonksiyonların yapılış şekillerine göre birbirinden ayrılmaktadır.Her organın kendine özgü kurallarıyla yerine getirdiği işlemlere o organın fonksiyonu denir.
İdari fonksiyonunun yasama fonksiyonundan ayrılması:İşlem yasama organından çıkıyorsa yasama fonksiyonu, idari organda çıkıyorsa idari fonksiyondur.Yasama organından çıkan işlem bazı yönleriyle idari işleme benzese bile yasama organından çıktığı için yasama işlemidir.
İdari fonksiyonunun yargı fonksiyonundan ayrılması:Yargı fonksiyonu, yargı organlarının yani mahkemelerin her türlü faaliyetinden oluşur.Mahkemenin her türlü faaliyeti geniş bir alandır.Bazı işlemleri idari nitelikte olabilir.Bunun için yargı fonksiyonu;yargı organlarından
çıkan ve hukukî uyuşmazlıkları ve hukuka aykırılık iddialarını karara bağlama
fonksiyonu olarak tanımlamak daha uygun olur.Hangi organdan çıkıyorsa o organın fonksiyonudur kuralı burada da geçerlidir
İDARİ FONKSİYONUNUN HÜKÜMET FONKSİYONUNDAN AYRILMASI
Yürütme fonksiyonu “idarî fonksiyon” ve “hükümet fonksiyonu”
olmak üzere ikiye ayrılır.Hükümet fonksiyonuna dahil olan işlemler;
İDARİ FONKSİYONUN ÖZELLİKLERİ
En genel ifadesiyle İdari Fonksiyon: Devletin yasama ve yargı fonksiyonu ile yürütme organının siyasî fonksiyonu dışında kalan toplumun günlük yaşamını sürdürmek,dolayısıyla kamu yararını gerçekleştirmek amacıyla devlet ve diğer kamu tüzel kişileritarafından yürütülen fonksiyondur.
İDARE HUKUKU
Geniş anlama ve dar anlamda olmak üzere iki şekilde tanımlanmaktadır.
Geniş anlamda İdare hukuku:İdarenin kuruluş ve işleyişine uygulanan hukukkurallarının bütünüdür.Bu kurallar kamu hukuku kurallarıda olabilir özel hukuk kurallarıda olabilir.
Dar anlamda İdare hukuku: İdarenin kuruluş ve işleyişine uygulanan kamu
hukuku kurallarının bütünüdür.Dar anlamda idare hukuku, idare organına ve fonksiyonuna uygulanan özel hukuk kurallarından farklı olan kurallar bütünü olarak tanımlanır.
İDARE HUKUKU SİSTEMLERİ
İdare hukuku sistemi Anglo-Sakson sistemi (adli idare sistemi), Kara Avrupası
Sistemi (idari rejim) olarak sınıflandırılır.
Anglo-SaksonSistemi:Adli idare sistemi:İngiltere, ABD ve İngiltere’nin eski sömürgesi olan ülkelerde uygulanır.Bu sistemde Ülkenin genel hukukunun dışında uygulanan bir hukuk düzeni yoktur.YaniAnglo-Sakson ülkelerinde idareye uygulanan hukuk idare hukuku değil, genel hukuktur.
Kara Avrupa Sistemi:İdari Rejim:Başta Fransa olmak üzere, Kara Avrupası
ülkelerinde (Almanya, İtalya, İspanya, Yunanistan, Türkiye vs.), idareye özel kişilere uygulanan hukuktan farklı bir hukuk uygulanır.Bu hukukta bazı kamu gücü ayrıcalıkları ve yükümlülükleri bulunur.Bu hukuka da idare hukuk denir.Bu ülkelerde özel kişiler arasındaki uyuşmazlıklara idare mahkemesi bakar.Mahkemenin oluşturduğu bütüne ise idari yargı denir. İdarenin bu şekilde, özel hukuktan ayrı bir hukuka tâbi olmasına ve idarenin ayrı mahkemelerde yargılanmasına “idarî rejim” denir.Bu sistem ilk defa Fransa da geliştiği için Fransa sitemi de denmektedir.
İDARE HUKUKUNUN DOĞUMU VE GELİŞİMİ
İdare hukuku 19. Yy da Fransa da doğmuştur. 16-24 Ağustos 1790 tarihli
Kanunla “idarî ve adlî makamların ayrılığı ilkesi” kabul edilmiş ve hâkimlerin
idareye karşı açılmış davalara bakmaları, idarî işler hakkında karar vermeleri yasaklanmıştır.Vatandaşla idare arasındaki uyuşmazlıkları çözmek için 13 Aralık 1799 da Conseild’État(Devler şurası, Danıştay) kurulmuştur.Conseild’Étatın
idareyle vatandaşların arasındaki davalarda verdiği kararlara idare hukuk doğdu ve gelişti. Fransa’da ilk idare hukukukitapları 1822 yılından itibaren yazılmaya başlanmıştır.
İDARE HUKUKUN ÖZELLİKLERİ
İdarenin her yürüttüğü faaliyet idare hukukuna tabi değildir.İdare hukukunun uygulama alanını tespit etmek için Kamu gücü ölçütü ve kamu hizmeti ölçütü olmak üzere iki ölçüt kullanılmaktadır.
Kamu gücü ölçütü:Maurice Hauriou a göre kamu gücü ölçütü İdarenin kamu gücü kullanarak yaptığı işler idare hukukuna tabidir.Uyuşmazlıklar idari yargıda bakılır.Kamu gücü kullanmadan yaptığı işler ise özel hukuka tabidir.Adli yargıda bakılır.
Kamu gücü ayrıcalık ve yükümlülükleri: Kamu gücü ayrıcalık ve yükümlülükleri, özel hukukta görülmeyen, özel hukuku aşlan birtakım yetki ve durumlar olarak tanımlanabilir.Kamu gücü ayrıcalıkları:
İDARE HUKUKUNA HAKİM OLAN İLKELER
Anayasamızın 1’inci maddesine göre, “Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir”.2’nci maddesine göre ise “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukukdevletidir”. 3’üncü maddesine göre, “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiylebölünmez bir bütündür”. 10’uncu maddesinde de eşitlik ilkesidüzenlenmiştir.Bu ilkeler aynı zamanda idare hukukuna hakim olan ilkelerdir.Hukuk Devleti ilkesi idare hukuk açısından önemlidir.
Hukuk Devleti İlkesi:İdare hukuk açısından en önemlisidir.1982 Anayasasının 2. Maddesinde göre Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir.
HUKUK DEVLETİ ŞARTLARI
Hukuk devletinin genel şartları ve özel şartları olarak ayırabiliriz. Hukuk devletinin genel gerekleri, devletin(yasama, yürütme ve yargı organlarının) hukuka bağlılığının; özel gerekleriise idarenin hukuka bağlılığının şartlarıdır.Genel gerekleri yasama, yürütme ve yargı organlarının hukuka bağlı olmasıdır.Özel gerekleri ise; İdarenin bütün eylem ve işlemleri yargı denetimine tâbi olmalıdır. Hâkimler bağımsız ve teminatlı olmalıdır. İdarî faaliyetler önceden bilinebilir olmalıdır. İdarenin malî sorumluluğu mevcut olmalıdır.
İdarenin Kanuniliği İlkesi:İdarenin kanuniliği ilkesinin iki değişik anlamı vardır. İdarenin eylem ve işlemleri hem kanuna dayanmalı, hem de bu eylem ve işlemlerkanuna aykırı olmamalıdır.
İdarenin kanuna dayanma ilkesi:İdarenin faaliyette bulunabilmesi için kanuna dayanması, kanundan yetki alması gerekmez.İki istisnası vardır.Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan sıkı yönetim ve olağanüstü hâl kanun hükmündekararnamelerininkanuna dayanma zorunluluğu yoktur.İkincisi ise Cumhurbaşkanlığı kararnamesi de kanuna dayanmak zorunda değildir.
İdarenin kanuna aykırı olmama ilkesi:İdarenin işleri ve eylemleri kanunun çizdiği sınırlar içerisinde olmalıdır.
İDARİ TEŞKİLATA HAKİM OLAN İLKELER
İdarenin kuruluşu merkezden yönetim ve yerinden yönetim ilkeleri hakimdir.Yerinden yönetim ilkeside yer yönünden ve hizmet yönünden olmak üzere ikiye ayrılır.Merkezden ve yerinden yönetim ilkeleri anayasal ilkelerdir.
Merkezden yönetim ilkesi:Vatandaşlara sunulacak kamu hizmetlerinin kamu tüzel kişileri tarafından değil doğrudan doğruya devlet tarafından yürütülmesini öngörür.
Merkezden yönetiminin özellikleri:
Merkezden Yönetimin Yararları:
Merkezden Yönetimin Zararları:
Yetki Genişliği İlkesi:Merkezden yönetimin sakıncalarını gidermek için geliştirilmiştir.Anayasal bir ilkedir.Taşra teşkilatının başındaki görevlilerin kendi başlarına merkez adına karar alabilmeleridir.
Yerinden Yönetim İlkesi:Bazı kamu hizmetlerinin devlet dışındaki kamu tüzel kişileri tarafından yürütülmesi demektir.Yerinden yönetimden bahsetmek için kuruluşun personel bağımsızlığına, mali bağımsızlığa, kamu tüzel kişiliğine sahip olması gerekir.Hiyerarşi denetiminin bulunmaması gerekir.
Yerinden Yönetimin Çeşitleri:Yer ve Hizmet yönünden yönetim olmak üzere ikiye ayrılır.
Yer Yönünden Yerinden Yönetim:İl, belediye veya köy gibi belli yerlerde oturanların, mahallî müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere, merkezî idarenin dışında, devlettenayrı tüzel kişilikleri bulunan, belli bir özerkliğe sahip olan, karar organları seçmenlertarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişileridir
Yer Yönünden Yerinden Yönetiminin Özellikleri:
Hizmet Yönünden Yerinden Yönetim: Uzmanlık isteyen,merkezî idare (=devlet) tarafından yürütülmesi uygun görülmeyen, bazı kamu hizmetlerini
yürüten, devletten ayrı tüzel kişilikleri bulunan, belli bir özerkliğe sahip olan kamu kuruluşlarıdır.Özellikleri yer yönünden yerinden yönetimin özellikleri gibidir.
Yerinden Yönetimin Yararları:
Yerinden Yönetimin Zararları:
KAMU TÜZEL KİŞİLİĞİ
Hukukta kişiler gerçek kişiler ve tüzel kişiler olarak ikiye ayrılır.Gerçek kişiler
insanlardır. Tüzel kişiler, “özel hukuk tüzel kişileri” ve “kamu hukuku tüzel
kişileri” olmak üzere ikiye ayrılır: Özel hukuk tüzel kişileri, özel hukuka tâbi olan,dernek, vakıf ve şirket gibi tüzel kişilerdir. Kamu hukuku tüzel kişileri, kamu hukukunatâbi olan tüzel kişilerdir. Kamu hukuku tüzel kişileri yapıları bakımından“kamu idareleri” ve “kamu kurumları” şeklinde ikiye ayrılırlar. Kamu idareleri, kişitopluluğu şeklinde olan kamu hukuku tüzel kişileridir. Bunlar “devlet”, “il özelidareleri”, “belediyeler” ve “köyler”dir. Kamu kurumları, mal topluluğu şeklindeolan kamu hukuku tüzel kişileridir. Örneğin üniversiteler, TRT, TÜBİTAK, SGK,Vakıflar Genel Müdürlü¤ü, KİT’ler birer kamu kurumudur.
Kamu tüzel kişiliğidevlet tarafından kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kurulmuş ve kamu gücü ayrıcalıklarıyla donatılmış olan
bir tüzel kişidir.
Bir tüzel kişinin kamu tüzel kişisi olabilmesi için;
Devletin idaresi parçalı biryapıda olsa da, devlet yetkisini kullanan birçok kamu tüzel kişisi bulunsa da, bunların arasındaki bütünlüğe idarenin bütünlüğü ilkesi denir.Anayasal bir ilkedir.İdarenin bütünlüğünü sağlamak için iki hukuki araç vardır.Hiyerarşi ve Vesayet.Hiyerarşi, tek bir tüzel kişi içinde yer alan çeşitli örgütve birimler arasındaki bütünlüğü sağlar.Hiyerarşi, biri dışında, her görevlinin diğer bir görevliye tâbi oldu¤u bir personel düzenidir.İdarî vesayet ise merkezî idare (=devlet) ile yerinden yönetim kuruluşları arasındaki bütünlüğü sağlar.İdarî vesayet, kanunla öngörülmüş durumlarda merkezî idarenin yerinden yönetim kuruluşlarının eylem ve işlemleri üzerinde sahip olduğu sınırlı bir denetimyetkisidir.
Hiyerarşi yetkisinin özellikleri:
İdari vesayet sistemi Anayasa tarafından öngörülmüş bir yetkidir.İdari vesayetin özellikleri:
Merkezî idare makamlarının (vesayet makamları) yerinden
yönetim kuruluşları üzerinde, geçici olarak görevden uzaklaştırma ve yerinden yönetim kuruluşlarının işlemleri üzerinde de “iptal”, “onama”, “erteleme” ve “düzeltme”gibi vesayet yetkilerine sahip oldukları görülmektedir. Vesayet makamının kural olarak yerinden yönetim kuruluşunun yerine geçerek onun adına işlem yapmayetkisi (ikame yetkisi) ve ona “emir ve talimat verme” yetkisi yoktur.
1.ÜNİTE
İDARE KAVRAMI, İDARE HUKUKU VE İDARİ TEŞKİLATA HAKİM OLAN İLKELER
İDARE KAVRAMI
Belli bir amacın gerçekleştirilmesi için kurulan örgüt veya bu amaca ulaşmak için yürütülen planlı insan faaliyetine İdare denir.Nerede belli bir amacı gerçekleştirmek için insan faaliyeti varsa orda idare vardır.Kamu idaresi(devlet idaresi) ile özel idare(şirket, dernek, vakıf) arasındaki farklılıklar;
- Amaç:Kamu idaresinin amacı kamu yararı, özel idarenin amacı kar elde etmektir.
- Kamu idareleri kamu gücüne sahiptirler, özel idareler sahip değildir.
- Kamu idareleri özel kişiler karşısında üstün konumdadır, özel idareyle özel kişiler arasında eşitlik ilkesi geçerlidir.
- Kamu idaresi çalışmalarını kanuna bağlılık ilkesiyle gerçekleştirmektedir, özel idarede serbestlik söz konusudur.
İDARE ORGANI
Devletin bir organıdır.İdare organının yasama, yürütme ve yargı organından ayrılması;
İdare organının yasama organından ayrılması:Yasama organı genel oyla seçilen 550 milletvekilinden oluşan bir organdır.
İdare organının yargı organının dan ayrılması:Yargı yetkisi Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.
İdare organının yürütme organından ayrılması:Anayasaya göre idare organı Merkezi idare ve Yerinden yönetim kuruluşları olarak ikiye ayrılmaktadır.Merkezi idarede Başkent teşkilatı ve Taşra teşkilatı olarak ikiye ayrılır.
Anayasaya göre idare organı yürütme organının içinde yer almaktadır. Anayasa yürütme organının 4 başlık altında düzenlemiştir.
- Cumhurbaşkanı
- Bakanlar Kurulu
- Olağanüstü Yönetim Usulleri
- İdare
İDARİ FONKSİYON
Geleneksel olarak devletin hukuki fonksiyonları yasama, yürütme ve yargı fonksiyonu olarak 3 e ayrılır.Yasama fonksiyonuyla kural koyar, yürütme fonksiyonu ile kuralları uygular, yargı fonksiyonu ile bireyler arasında ve bireyle kendisi arasında çıkan uyuşmazlıkları çözer.Fonksiyonları organik ve maddi kriterlere göre ayırabiliriz.Konumuzda organik kriterlere göre ayrılmayı göreceğiz.
RaymondCarré de Malbergin görüşüyle “organik kriter”e göre, devlet fonksiyonları, bu fonksiyonları ifa eden organave bu fonksiyonların yapılış şekillerine göre birbirinden ayrılmaktadır.Her organın kendine özgü kurallarıyla yerine getirdiği işlemlere o organın fonksiyonu denir.
İdari fonksiyonunun yasama fonksiyonundan ayrılması:İşlem yasama organından çıkıyorsa yasama fonksiyonu, idari organda çıkıyorsa idari fonksiyondur.Yasama organından çıkan işlem bazı yönleriyle idari işleme benzese bile yasama organından çıktığı için yasama işlemidir.
İdari fonksiyonunun yargı fonksiyonundan ayrılması:Yargı fonksiyonu, yargı organlarının yani mahkemelerin her türlü faaliyetinden oluşur.Mahkemenin her türlü faaliyeti geniş bir alandır.Bazı işlemleri idari nitelikte olabilir.Bunun için yargı fonksiyonu;yargı organlarından
çıkan ve hukukî uyuşmazlıkları ve hukuka aykırılık iddialarını karara bağlama
fonksiyonu olarak tanımlamak daha uygun olur.Hangi organdan çıkıyorsa o organın fonksiyonudur kuralı burada da geçerlidir
İDARİ FONKSİYONUNUN HÜKÜMET FONKSİYONUNDAN AYRILMASI
Yürütme fonksiyonu “idarî fonksiyon” ve “hükümet fonksiyonu”
olmak üzere ikiye ayrılır.Hükümet fonksiyonuna dahil olan işlemler;
- Bakanlar Kurulunun oluşturulması, Başbakanın Cumhurbaşkanı tarafından atanması, bakanların Başbakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanı tarafından atanması ve görevlerinden alınması işlemleri idari nitelikte değil, siyasiniteliktedir.Bunların incelenmesi anayasa hukukunun alanına girer.
- Yürütme organının, kanunların hazırlanması ve yayınlanması
- Yürütme organının yargı organıyla olan ilişkileri ( Cumhurbaşkanının Anayasa Mahkemesinde iptal davası açması) idari fonksiyon niteliğinde değil hükümet fonksiyonu niteliğindedir.Anayasa hukukunun alanına girer.
- Yürütme organının başka devletlerle olan ilişkileri idari nitelikte değil, hükümet fonksiyonu niteliğindedir.Uluslararası hukukun alanına girer.
İDARİ FONKSİYONUN ÖZELLİKLERİ
- İdari fonksiyonun amacı kamu yararını gerçekleştirmektir.
- İdari fonksiyonun konusu, kamu hizmetleridir
- İdari fonksiyon, idari işlem ve eylemlerle yürütülür
- İdari fonksiyon, kamu gücü kullanılarak yerine getirilir
- İdari fonksiyon, süreklidir
- İdari fonksiyon kendiliğinden harekete geçer
- İdari fonksiyon bireylerle doğrudan doğruya ilgilidir.
En genel ifadesiyle İdari Fonksiyon: Devletin yasama ve yargı fonksiyonu ile yürütme organının siyasî fonksiyonu dışında kalan toplumun günlük yaşamını sürdürmek,dolayısıyla kamu yararını gerçekleştirmek amacıyla devlet ve diğer kamu tüzel kişileritarafından yürütülen fonksiyondur.
İDARE HUKUKU
Geniş anlama ve dar anlamda olmak üzere iki şekilde tanımlanmaktadır.
Geniş anlamda İdare hukuku:İdarenin kuruluş ve işleyişine uygulanan hukukkurallarının bütünüdür.Bu kurallar kamu hukuku kurallarıda olabilir özel hukuk kurallarıda olabilir.
Dar anlamda İdare hukuku: İdarenin kuruluş ve işleyişine uygulanan kamu
hukuku kurallarının bütünüdür.Dar anlamda idare hukuku, idare organına ve fonksiyonuna uygulanan özel hukuk kurallarından farklı olan kurallar bütünü olarak tanımlanır.
İDARE HUKUKU SİSTEMLERİ
İdare hukuku sistemi Anglo-Sakson sistemi (adli idare sistemi), Kara Avrupası
Sistemi (idari rejim) olarak sınıflandırılır.
Anglo-SaksonSistemi:Adli idare sistemi:İngiltere, ABD ve İngiltere’nin eski sömürgesi olan ülkelerde uygulanır.Bu sistemde Ülkenin genel hukukunun dışında uygulanan bir hukuk düzeni yoktur.YaniAnglo-Sakson ülkelerinde idareye uygulanan hukuk idare hukuku değil, genel hukuktur.
Kara Avrupa Sistemi:İdari Rejim:Başta Fransa olmak üzere, Kara Avrupası
ülkelerinde (Almanya, İtalya, İspanya, Yunanistan, Türkiye vs.), idareye özel kişilere uygulanan hukuktan farklı bir hukuk uygulanır.Bu hukukta bazı kamu gücü ayrıcalıkları ve yükümlülükleri bulunur.Bu hukuka da idare hukuk denir.Bu ülkelerde özel kişiler arasındaki uyuşmazlıklara idare mahkemesi bakar.Mahkemenin oluşturduğu bütüne ise idari yargı denir. İdarenin bu şekilde, özel hukuktan ayrı bir hukuka tâbi olmasına ve idarenin ayrı mahkemelerde yargılanmasına “idarî rejim” denir.Bu sistem ilk defa Fransa da geliştiği için Fransa sitemi de denmektedir.
İDARE HUKUKUNUN DOĞUMU VE GELİŞİMİ
İdare hukuku 19. Yy da Fransa da doğmuştur. 16-24 Ağustos 1790 tarihli
Kanunla “idarî ve adlî makamların ayrılığı ilkesi” kabul edilmiş ve hâkimlerin
idareye karşı açılmış davalara bakmaları, idarî işler hakkında karar vermeleri yasaklanmıştır.Vatandaşla idare arasındaki uyuşmazlıkları çözmek için 13 Aralık 1799 da Conseild’État(Devler şurası, Danıştay) kurulmuştur.Conseild’Étatın
idareyle vatandaşların arasındaki davalarda verdiği kararlara idare hukuk doğdu ve gelişti. Fransa’da ilk idare hukukukitapları 1822 yılından itibaren yazılmaya başlanmıştır.
İDARE HUKUKUN ÖZELLİKLERİ
- Genç bir hukuk dalıdır.
- Bağımsız bir hukuk dalıdır.
- Büyük ölçüde, “içtihadi” bir hukuk dalıdır.
- Tedvin edilmemiş bir hukuk dalıdır.
- “Statüsel” niteliktedir. Yani idare hukuku durumlarıakdî ve
- İşlemleri tek taraflıdır.
- İdare hukukundan doğan uyuşmazlıklar kural olarak idari yargıda karara bağlıdır.
İdarenin her yürüttüğü faaliyet idare hukukuna tabi değildir.İdare hukukunun uygulama alanını tespit etmek için Kamu gücü ölçütü ve kamu hizmeti ölçütü olmak üzere iki ölçüt kullanılmaktadır.
Kamu gücü ölçütü:Maurice Hauriou a göre kamu gücü ölçütü İdarenin kamu gücü kullanarak yaptığı işler idare hukukuna tabidir.Uyuşmazlıklar idari yargıda bakılır.Kamu gücü kullanmadan yaptığı işler ise özel hukuka tabidir.Adli yargıda bakılır.
Kamu gücü ayrıcalık ve yükümlülükleri: Kamu gücü ayrıcalık ve yükümlülükleri, özel hukukta görülmeyen, özel hukuku aşlan birtakım yetki ve durumlar olarak tanımlanabilir.Kamu gücü ayrıcalıkları:
- Tek yanlı işlemler yapma yetkisi.
- Re’senicra.İdare kendi aldığı kararları yine kendisi icra edebilir.
- Hukuka uygunluk karinesi.İdarenin aldığı karar mahkeme tarafından iptal edilinceye kadar geçerli sayılır.
- Kamu tüzel kişilerinin borçları hakkında özel hukuk cebrî icra yollarının uygulanamaması, kamu tüzel kişilerinin mallarının haczedilemezliği ve keza iflaslarının istenememesi.
- Bir tüzel kişinin personelinin kamu görevlisi sayılması
- Zorunlu üyelik esası.Avukatın baroya, tabibin tabipler odasına üye olması...
- Zorunlu aidat esası.Avukatın baroya zorunlu olarak aidat ödemesi…
- Vergi muafiyeti
- Uyuşmazlıkların adli yargıya değil de idari yargıya tabi tutulması
- Yükümlülükler.Ayrıcalıkların yanında uyulması gerekn yükümlülüklerde vardır.
İDARE HUKUKUNA HAKİM OLAN İLKELER
Anayasamızın 1’inci maddesine göre, “Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir”.2’nci maddesine göre ise “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukukdevletidir”. 3’üncü maddesine göre, “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiylebölünmez bir bütündür”. 10’uncu maddesinde de eşitlik ilkesidüzenlenmiştir.Bu ilkeler aynı zamanda idare hukukuna hakim olan ilkelerdir.Hukuk Devleti ilkesi idare hukuk açısından önemlidir.
Hukuk Devleti İlkesi:İdare hukuk açısından en önemlisidir.1982 Anayasasının 2. Maddesinde göre Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir.
HUKUK DEVLETİ ŞARTLARI
Hukuk devletinin genel şartları ve özel şartları olarak ayırabiliriz. Hukuk devletinin genel gerekleri, devletin(yasama, yürütme ve yargı organlarının) hukuka bağlılığının; özel gerekleriise idarenin hukuka bağlılığının şartlarıdır.Genel gerekleri yasama, yürütme ve yargı organlarının hukuka bağlı olmasıdır.Özel gerekleri ise; İdarenin bütün eylem ve işlemleri yargı denetimine tâbi olmalıdır. Hâkimler bağımsız ve teminatlı olmalıdır. İdarî faaliyetler önceden bilinebilir olmalıdır. İdarenin malî sorumluluğu mevcut olmalıdır.
İdarenin Kanuniliği İlkesi:İdarenin kanuniliği ilkesinin iki değişik anlamı vardır. İdarenin eylem ve işlemleri hem kanuna dayanmalı, hem de bu eylem ve işlemlerkanuna aykırı olmamalıdır.
İdarenin kanuna dayanma ilkesi:İdarenin faaliyette bulunabilmesi için kanuna dayanması, kanundan yetki alması gerekmez.İki istisnası vardır.Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan sıkı yönetim ve olağanüstü hâl kanun hükmündekararnamelerininkanuna dayanma zorunluluğu yoktur.İkincisi ise Cumhurbaşkanlığı kararnamesi de kanuna dayanmak zorunda değildir.
İdarenin kanuna aykırı olmama ilkesi:İdarenin işleri ve eylemleri kanunun çizdiği sınırlar içerisinde olmalıdır.
İDARİ TEŞKİLATA HAKİM OLAN İLKELER
İdarenin kuruluşu merkezden yönetim ve yerinden yönetim ilkeleri hakimdir.Yerinden yönetim ilkeside yer yönünden ve hizmet yönünden olmak üzere ikiye ayrılır.Merkezden ve yerinden yönetim ilkeleri anayasal ilkelerdir.
Merkezden yönetim ilkesi:Vatandaşlara sunulacak kamu hizmetlerinin kamu tüzel kişileri tarafından değil doğrudan doğruya devlet tarafından yürütülmesini öngörür.
Merkezden yönetiminin özellikleri:
- Merkezden yönetimde tek tüzel kişilik devlet tüzel kişiliğidir.
- Merkezi idare kamu hizmetlerinin konularına göre bakanlıklar tarafından örgütlenmektedir.
- Gelir ve giderler merkezi bütçede toplanır
- Vatandaşlara sunulacak kamu hizmetleri bir merkezde planlanır ve düzenlenir.Karar alma yetkisi merkezde oturan birtakım yetkililere aittir.Sorumlulukları da onlara aittir.
- Merkezi idarenin taşra teşkilatındaki görevliler merkezin emir ve talimatlarına bağlıdır.
- İdare içindeki bütün görevliler Hiyerarşik bir düzende sıralanmıştır.
Merkezden Yönetimin Yararları:
- Güçlü bir devlet yönetimini sağlar.
- Bölgeler arasında eşitliği sağlar.Ulusal birliği güçlendirir.
- Hizmetler daha planlı bir şekilde yürütülebilir.
- Mali denetim daha kolaydır.
- Kamu görevlileri yerel etkilerden kurtulur.
Merkezden Yönetimin Zararları:
- Hizmetlerin yöresel ihtiyaçlara göre yürütülmesini zorlaştırır.
- Bürokrasi ve kırtasiyeciliğe yol açar.
- Demokratik ilkelere uygun değildir.
Yetki Genişliği İlkesi:Merkezden yönetimin sakıncalarını gidermek için geliştirilmiştir.Anayasal bir ilkedir.Taşra teşkilatının başındaki görevlilerin kendi başlarına merkez adına karar alabilmeleridir.
Yerinden Yönetim İlkesi:Bazı kamu hizmetlerinin devlet dışındaki kamu tüzel kişileri tarafından yürütülmesi demektir.Yerinden yönetimden bahsetmek için kuruluşun personel bağımsızlığına, mali bağımsızlığa, kamu tüzel kişiliğine sahip olması gerekir.Hiyerarşi denetiminin bulunmaması gerekir.
Yerinden Yönetimin Çeşitleri:Yer ve Hizmet yönünden yönetim olmak üzere ikiye ayrılır.
Yer Yönünden Yerinden Yönetim:İl, belediye veya köy gibi belli yerlerde oturanların, mahallî müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere, merkezî idarenin dışında, devlettenayrı tüzel kişilikleri bulunan, belli bir özerkliğe sahip olan, karar organları seçmenlertarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişileridir
Yer Yönünden Yerinden Yönetiminin Özellikleri:
- Devlet tüzel kişiliğinin dışında ayrı bir kamu tüzel kişiliğine sahiptir.
- Devletten ayrı kendilerine has mal varlıkları ve bütçeleri vardır.
- Personel bağımsızlığına sahiptir.Karar organları seçimle iş başına gelir.
- Kuruluşları devletin vesayet denetimine tabidir.
Hizmet Yönünden Yerinden Yönetim: Uzmanlık isteyen,merkezî idare (=devlet) tarafından yürütülmesi uygun görülmeyen, bazı kamu hizmetlerini
yürüten, devletten ayrı tüzel kişilikleri bulunan, belli bir özerkliğe sahip olan kamu kuruluşlarıdır.Özellikleri yer yönünden yerinden yönetimin özellikleri gibidir.
Yerinden Yönetimin Yararları:
- Demokratik ilkelere uygundur.
- Kırtasiyecilik ve bürokrasiyi azaltır.
- Hizmetler ihtiyaçlara daha uygun şekilde yürütülür.
Yerinden Yönetimin Zararları:
- Bölgeler arasında eşitsizlikleri artırabilir, ulusal birliği azaltabilir.
- Partizanca uygulamalara yol açabilir.
- Yerinden yönetin kuruluşlarını mali denetimi güçtür.
- Yerinden yönetim kuruluşları yeterli malî ve teknik imkânlara sahip
KAMU TÜZEL KİŞİLİĞİ
Hukukta kişiler gerçek kişiler ve tüzel kişiler olarak ikiye ayrılır.Gerçek kişiler
insanlardır. Tüzel kişiler, “özel hukuk tüzel kişileri” ve “kamu hukuku tüzel
kişileri” olmak üzere ikiye ayrılır: Özel hukuk tüzel kişileri, özel hukuka tâbi olan,dernek, vakıf ve şirket gibi tüzel kişilerdir. Kamu hukuku tüzel kişileri, kamu hukukunatâbi olan tüzel kişilerdir. Kamu hukuku tüzel kişileri yapıları bakımından“kamu idareleri” ve “kamu kurumları” şeklinde ikiye ayrılırlar. Kamu idareleri, kişitopluluğu şeklinde olan kamu hukuku tüzel kişileridir. Bunlar “devlet”, “il özelidareleri”, “belediyeler” ve “köyler”dir. Kamu kurumları, mal topluluğu şeklindeolan kamu hukuku tüzel kişileridir. Örneğin üniversiteler, TRT, TÜBİTAK, SGK,Vakıflar Genel Müdürlü¤ü, KİT’ler birer kamu kurumudur.
Kamu tüzel kişiliğidevlet tarafından kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kurulmuş ve kamu gücü ayrıcalıklarıyla donatılmış olan
bir tüzel kişidir.
Bir tüzel kişinin kamu tüzel kişisi olabilmesi için;
- Devlet tarafından kurulmuş olmalıdır.
- Kamu gücü ayrıcalıklarıyla donatılmış olmalıdır.
Devletin idaresi parçalı biryapıda olsa da, devlet yetkisini kullanan birçok kamu tüzel kişisi bulunsa da, bunların arasındaki bütünlüğe idarenin bütünlüğü ilkesi denir.Anayasal bir ilkedir.İdarenin bütünlüğünü sağlamak için iki hukuki araç vardır.Hiyerarşi ve Vesayet.Hiyerarşi, tek bir tüzel kişi içinde yer alan çeşitli örgütve birimler arasındaki bütünlüğü sağlar.Hiyerarşi, biri dışında, her görevlinin diğer bir görevliye tâbi oldu¤u bir personel düzenidir.İdarî vesayet ise merkezî idare (=devlet) ile yerinden yönetim kuruluşları arasındaki bütünlüğü sağlar.İdarî vesayet, kanunla öngörülmüş durumlarda merkezî idarenin yerinden yönetim kuruluşlarının eylem ve işlemleri üzerinde sahip olduğu sınırlı bir denetimyetkisidir.
Hiyerarşi yetkisinin özellikleri:
- Aynı kamu tüzel kişisi içinde geçerlidir.
- Genel yetkidir.
- Kendiliğinden veya ilgililerin başvurusu üzerine kullanılabilir.
- Hiyerarşi yetkisinin kullanılması belirli bir sebebe bağlı değildir.
- Hiyerarşi ilişkisinde, astın(alt mevki) idarî veya yargısal bir başvuru hakkıyoktur.Üstün işlemlerine karşı üst makama şikayette bulunamaz.
- Hiyerarşi yetkisi vazgeçilemez bir yetkidir.Hiyerarşik amir gerektiği durumlarda kullanmak zorundadır.
İdari vesayet sistemi Anayasa tarafından öngörülmüş bir yetkidir.İdari vesayetin özellikleri:
- Hangi işlemlerin idari vesayette olduğu kanunda açıkça belirtilmelidir.
- Vesayet kanunla verilir.
- Vesayet dar yoruma tabi tutulur.
- Vesayet emir ve talimat verme yetkisi ile düzeltme yetkisini kural olarak içermez.
Merkezî idare makamlarının (vesayet makamları) yerinden
yönetim kuruluşları üzerinde, geçici olarak görevden uzaklaştırma ve yerinden yönetim kuruluşlarının işlemleri üzerinde de “iptal”, “onama”, “erteleme” ve “düzeltme”gibi vesayet yetkilerine sahip oldukları görülmektedir. Vesayet makamının kural olarak yerinden yönetim kuruluşunun yerine geçerek onun adına işlem yapmayetkisi (ikame yetkisi) ve ona “emir ve talimat verme” yetkisi yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder